KİŞİNİN GÖRÜNTÜSÜNÜN HUKUKA AYKIRI OLARAK İFŞASI

1.ÖZEL HAYAT KAVRAMI

Özel hayat kavramının temelinde bağımsızlık ve gizlilik kavramları bulunmaktadır. Birey ne şekilde yaşayacağını tercihlerini, davranış ve ilişkilerini kapsayan bir özgürlüğünde bağımsızdır. Bu bağımsızlığın sonucu olarak özel hayat Türk Hukukunda hem kamu makamlarına hem de diğer kişilere karşı güvence altına alınmıştır.

Özel hayatın kapsamını yuvarlak bir topa benzetecek olursak en içinde bulunan çekirdek kısmında hiç kimse ile paylaşmadığı en gizli duyguları, düşünceleri, ümitleri, korku ve düşünceleri bulunmaktadır. Onu çevreleyen kısımdaki sırları, duyguları ise ancak en yakınlarına açmaktadır.Bu kısım özel hayattır. Ve onunda üstünde korumadan faydalanmayan çünkü sosyal hayatın ortak alanında gözlemlenen genel hayat vardır.

2.GÖRÜNTÜ KAVRAMI VE İFŞASININ HUKUKİ ANLAMI

Kişinin görüntüsü üzerindeki hakkı kişilik hakkının özel bir parçasıdır. Görüntü kişinin tanınmasına yarayan her türlü temsili materyal (fotoğraf, video, çizgi, karikatür, fotomontaj, dublör) olabilir. İfşa, açık veya örtülü; yazılı veya sözlü olabilir. Ancak doktrinde TCK m. 132’de ifşanın “hukuka aykırı“ olması gerektiğinden söz edilmekle birlikte hukuka uygun olarak elde edilmiş görüntülerin ifşasını da bu çerçevede değerlendirmek normun koruma amacına uygun düşecektir.

Kişi görüntüsünün alınmasına rıza göstermiş olabilir ancak bu rıza görüntünün ifşasını da kapsamamaktadır. İfşa görüntünün 3.kişilere gösterilmesi, seyrettirilmesi veya 3.kişinin görüntüyü muhafaza etmesine olanak sağlamak şeklinde olabilir. Bu görüntülerin ifşası özel hayatın gizliliğinin ihlali suçunun nitelikli halidir. Fail, hem ses ve görüntüleri kayda alır hem de ifşa ederse, burada TCK md. 134/1 ve 134/2’de tanımlanan iki farklı suç oluşur. Failin her iki suçtan ayrı ayrı cezalandırılması gerekir.

3.KİŞİSEL VERİNİN HUKUKA AYKIRI OLARAK KAYDEDİLMESİ
VEYA YAYILMASI SUÇUYLA İLİŞKİSİ

Bu konudaki görüşlerde TCK 134.madde için genel norm, TCK 136.madde için özel norm olduğu belirtilmektedir. Somut vakıada, özel norm niteliğini taşıyan suç tipinde TCK md. 134’ün unsurlarına ilave olarak yer alan diğer koşullar gerçekleşmiş ise, özel norma ilişkin hükümler uygulanacaktır. Bu konudaki
diğer bir görüş ise kişinin özel hayatına ilişkin bir ses veya görüntünün TCK md. 134 kapsamında cezalandırılması gerektiği yönündedir (Yaşar, Gökcan veArtuç, 2014).

Yargıtay içtihatlarında benimsenen görüşe göre, TCK md. 136 hükmünün uygulanabilmesi için ancak “özel hayata ilişkin olma” kriterinin dışında kalan, diğer bir ifadeyle TCK md. 134’ün uygulanma kabiliyeti bulunmayan, kişisel veriler hakkında söz konusu olabilir. (Y. 12. C.D. E:2018/7939 – K: 2019/640, T: 16.01.2019). Yine bir diğer görüş ise tek bir fiil ile TCK md. 134 ile TCK md. 136 hükümleri birlikte ihlal edildiğinde, TCK md. 44 uyarınca farklı neviden fikri içtima kuralları kapsamında daha ağır olan suçun cezasının verilmesi gerektiğini savunmaktadır (Börekçi, 2019).

Yargıtay’ın başka bir kararına göre kişinin özel hayat fotoğrafı, görüntüsü ya da sesinin, “kişisel veri” olduğunda kuşku bulunmamakta ise de, kişinin özel hayatına ilişkin görüntüsü ya da sesinin, bilgisi dışında, resim çekme veya kaydetme özelliğine sahip aletle belli bir elektronik, dijital, manyetik yere sabitlenmesi TCK’nın 134/1. maddesinin 2. cümlesinde; rızası dışında ifşa edilmesi, yani; yayılması, açığa vurulması, afişe edilmesi, ilan edilmesi, kamuoyuna duyurulması, aleniyet kazandırılması, özetle; içeriğini öğrenme yetkisi bulunmayan kişi veya kişilerin bilgisine sunulması TCK’nın 134/2. maddesinde özel hayatın gizliliğini ihlal suçu kapsamında düzenlendiğinden, kişinin özel hayatına ilişkin görüntüsü ya da sesi, yasal anlamda, TCK’nın 136/1. maddesi kapsamında kişisel veri olarak değerlendirilemez.(Yarg.12CD- Karar: 2016/12504) Kişisel verilerin kaydedilmesi fiili, esasen bir kimsenin
hayatının özel alanına ilişkin bilgilerin kaydedilmesidir.

Uygulama yapılırken her iki suç arasındaki ince çizgiye dikkat edilmesi gerekir. Bu konudaki emsal Yargıtay kararına göre “Mağdur, çıplak görüntülerini internet üzerinden sanığa göndermiştir. Sanık da bu çıplak görüntüleri flash diske kaydederek, kaydettiği bu çıplak resimleri de mağdurun babasına vererek ifşa etmiştir. Bu olayda, mağdurun, cinsel ve fiziksel mahremiyetine ilişkin çıplak görüntüleri kişisel veri olarak kabul edilemeyeceğinden, kişisel verilerin hukuka aykırı bir biçimde kaydedilmesi suçu değil; TCK md. 134/1-2 belirtilen özel hayatın gizliliğini ihlal suçu işlenmiş olur”. (Yargıtay 12. Ceza Dairesi – 2015/584 karar).

KAYNAKÇA:
Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt: 9, Sayı: 1, 2007, s. 131-
164, Yrd. Doç. Dr. Behiye EKER KAZANCI.
Ankara Barosu Dergisi • Yıl:67 • Sayı: 4 • Güz 2009, Prof. Dr. Zeki Hafızoğulları ve
Doç. Dr. Muharrem Özen.
Kişisel Verileri Koruma Dergisi www.kvkk.gov.tr Cilt: 2, Sayı: 1 Kabul:
29.06.2020 KİŞİSEL VERİLERİ KORUMA DERGİSİ,Hasan, Sınar
Anayasa Yargısı, Cilt: 38, Sayı: 1, (2021), s. 205–242., Ar.Gör. Murat Has.

Çamlık Hukuk Bürosu Adına Stj. Av. Cemre Altınok

Originally posted 2022-06-03 12:18:34.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Time limit is exhausted. Please reload CAPTCHA.